GENEL ANESTEZİ NASIL UYGULANIR ?
Sıklıkla merak edilenlerden biride genel anestezinin nasıl uygulandığına ait sorudur.Halk arasında genel anestezinin ( narkoz diye tanımlanır, ama artık bu terimi kullanmayacağız ! ) uyku ile ölüm arasında bir yerde tutularak sağlandığı inancı vardır.
Bu iki kavramı , anestezi uygulamaları ile ayni kefeye koymak uygun olamaz. Yani cerrahi anestezi sırasında ( genel anestezi ) kişi ne ölüme yakındır nede bilinen fizyolojik bir uyku durumundadır.
Nedir peki bu , nasıl oluyorda insan ağrıyı duyamaz hale gelmektedir ?
Anestezi teorileri ve mekanizmaları hakkında bugüne kadar sunulan pek çok araştırma ve çalışma ile henüz kesin olarak kabul gören bir etki mekanizması bulunamamıştır ( nereye ve nasıl etki yapıldığı ).
Anestezide kullanılan ilaçların ortak bir ilaç grubu olmamaları , etkilerinin yalnızca sinir sisteminde değil , tüm vücud sistem ve organlarında görülmeleri yanında özgül olmayan etkilerinin de varlıkları ,etki mekanizmasını bu gün için kesinleştirememiştir.
Bununla birlikte kullanımında ilaç yoğunluğuna bağlı olarak , kendilerine has bir etki ile bilinç ve ağrı üzerinde algılama fonksiyonları deprese ( baskılama ) olurken , bir takım hayati fonksiyonlar ( yaşam için elzem olan sistem ve fonksiyonlar ) korunmaktadır.Ancak artan dozların uygulanmasıyla , bu fonksiyonlarda olumsuz etkilenerek olay anestezi özelliğini kaybederek ,gelişen durum organizma için artık toksisiteye dönüşmüş olacaktır.
Her ne kadar uyku ile anestezi arasında benzerlikler ( iki durumda da bir cevapsızlık hali vardır ) olmasına karşın anestezik ajanların bilinç kaybı oluşturmasında ; uyanıklığı sağlıyan bazı merkez ve sistemleri baskıladığı ,buna karşılık uyku halini sağlıyan sistemleri uyardığı ileri sürülmektedir.
Bilinen yalnızca anestezik ajanların beyin zarı ( korteks ) ve retiküler aktive edici ( uyanıklığı sağlıyan merkezler ) sistemleri üzerinde olan etki mekanizmalarının tahminleri yanında , etki mekanizmaları açısından bu gün bilinmeyen pek çok konuların da var olduğu gerçeğidir.
Genel anestezik ajanlar , hastaya sıklıkla gaz veya buhar halinde solutularak yada damar içi yolla uygulanarak verilir.Seyrek olarak kas içi ( adale ) , ağız yolu ve son barsak ( rektal yol ) yolu ilede verilebilir.
Vücudun ağrılı uyaranlara ( ameliyat gibi ) duyarsız hale getirilmesi genel anesteziden beklenilen amaçtır.Bu da yeterli derinlikteki anestezi uygulamasıyla sağlanır.Uygulanacak anestezi ne yüzeyel nede aşırı derin olmamamlıdır.Günümüzde anestezi derinliğinin belirlenmesine yönelik , güvenilir klinik bulguların ve bunların izlenmesine yönelik yöntem ve teknik donanımlı monitörizasyon çalışmaları sürmektedir. Modern anestezi cihaz ve sistemleri teknolojiye ayak uydurmuş, güvenirliği artırılmış alarm sistemli düzeneklerle desteklenir hale gelmiştir.Kısacası abartılı algılanmaması koşulu ile,sağlıklı bir kişiye bu tür gelişmiş anestezi cihazlarıyla anestezi verildiğinde dikkatli bir izlem ile vede sistem arızası yokken ,bir sorun yaşamak şansızlık / gereğinde yetersizlik olacaktır denebilir.
Tabi bu uygulamalarımızda cerrahiye vede özellikle hastaya ait negatif faktörlerinde var olabileceği, rislerin oluşumunda en önemli etken olduğu kesin olarak unutulmamalıdır.
Şimdi kısaca uyanık olarak ameliyat masasına alınan bir hastaya alışılmış bir genel anestezi uygulamasında neler yapılmakta bir bakalım.
Yataklı servisinde yada ameliyathanede kendisine takılan bir damar yolu ile ( serumun içinde bir ilaç vs yok ! ) gelen hastamıza kanül içinden verilen bir ön anestezik ajanla hastamızın bilinci kapanacaktır. Bu süreç yaklaşık 20-40 sn. yi bulur ( baazen sayı saydırma tanımlaması yapılır ).
Artık hastamız bilincini kaybetmiştir,buda uyuma olarak tanımlanabilir. Ancak bu aşamada hemen cerrahiye geçilmez ( genelde ) .
Anestezi ekibinin yapacağı bir işlem daha vardır. Siz bunları yaşamazsınız , sizin flim şeridiniz artık bir süreliğine boştur..hatırlanamaz…Bu işlemde ,soluk borusuna uygun olan solutma borusunun ( entübasyon tüpünün ) yerleştirme işidir.Aşağıdaki şekillere bakınız !
Tanımlar :
· Entübasyon tüpü . Genelde teflondan ( plastik ) yapılmış , yumuşak , erişkin için yaklaşık 25 cm. uzunluğunda 0.8 cm. çapında solutma borusudur.
· Entübasyon : Üstte anlatılan teknikle tüpün gırtlaktan geçirilerek soluk borusuna yerleştirilmesidir.
Anestezi sistemi : Genel anestezi uygulaması için kullanılan modern düzeneklerdir.
Soluk borusuna tüpün yerleştirilme amacı :
1 – Solunum yollarının açık tutulmasını sağlamak,
2– Genel anestezik ajanların ( buhar yolu ile uygulanabilir olanların) hastaya verilmesini sağlamak,
3 – Yaşam için gerekli oksijenin verilmesini sağlamak olacaktır.
Artık hastamız bilinci kapanmış olarak ;
yaşamı için gerekecek oksijenini , anesteziyi sağlayacak anestezik gazları anestezi sisteminden belirlenen program dahilinde, anestezi ekibinin denetim ve kontrolünde alacaktır.Çok kısa sürede bu anestezik gazların karışımı dakikalarla sınırlı olarak, hastanın akciğerlerinden ( alveol = hava kesesi ) kan dolaşımına geçerek sinir sistemi dokusunda ( beyin ) belirli bir yoğunluğuna ulaşarak istenilen seviyede ( cerrahi anestezi ) anestezi oluşturulacaktır.
Tüm cerrahi süresince bu seviye korunarak amaliyatı tamamlanacaktır. Bu ajanlar dokulardan kana , kandan dokulara ve akciğerle ( solunumla ) solututulan ortama hatta atmosfere var olan konsantrasyon farklarıyla geçiş sağlayacaktır ( çok yoğundan az yoğun olan yere doğru ).
Artık ameliyat sonlanmış ve hastaya verilen anestezik ajanın dozu azaltılmış ve sonunda kapatılmış olacaktır. Anestezik ajanlar ( gaz halde olanlar ) çok kısa sürede ortam değiştiriler.Başlangıçta alveolde ( akciğerde ) yüksek seviyede iken ,sonlandırıldığında alveolde bu gazın miktarı azalmış olduğundan , sinir dokusundan kana, ordan alveole vede ordan atmosfere ters bir giriş çıkış mekanızmasıyla atılmış olacaktır.
Ve artık dokularda anestezik ajan konsantrasyonu anestezi sağlamayacak seviyelere ulaşınca ( gaz kapatma sonrası dakikalarla )anestezi sonlandırılmış olacak ve hastanın yaşamsal fonksiyonları kendi kontrolune geçtiği aşamada uyandırılacaktır.
Ayılma odasına alınan hastamız yine sık takip ve gözlem altında bir süre daha tarafımızdan takip edilecektir.Yine hastamız , hatırlamadığı bir dönemde (anestezinin son dakikalarında ) soluk borusuna takılan o teflon = yumuşak plastik solutma tüpünden kurtulmuş olacaktır. Bu tüp gırtlak bölgesinde doğal olarak yumuşak olan bu dokuda bir irritasyon yapacaktır. Anestezi sonrası boğazda bir yanma ve tahriş – gıcıklanma hali yaşanırsa nedeni bu olacaktır. Tabi var olan , kişiye ait diğer sorunlar bu şikayetin derece ve süresini belirleyecektir ( sigara içimi, kronik faranjit, allerji öyküsü vs. negatif yönde etkileyenler olacaktır.)
Genelde bu hal , bir sorun yaşatmaz ve 1 – 2 gün içinde azalarak kaybolan bir durumdur.
Etiketler: ANESTEZİ KONULARI - MAKALELER




<$BloYorum Gönder
<$BloKaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<$Blo
- Ad: ANESTEZİ VE REANİMASYON
- Konum: Türkiye
<$I18NPrÖnceki Kayıtlar
Hakkımda
1985 İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ MEZUNUYUM. 1991 YILINDAN BERİ ANESTEZİ VE REANİMASYON ALANINDA ÇALIŞMAKTAYIM. EVLİ 1 ÇOCUK BABASIYIM.Konu ile ilgili benzer daha kapsamlı web sayfam : http://www.anesteziwebline.com ' dur !
Profilimin tamamını görüntüle
<$BlogFeKaydol:
Yorumlar [Atom]